Danıştay 7. Daire, Esas No: 2021/4847, Karar No: 2022/425

Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2021/4847 E. , 2022/425 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/4847
Karar No : 2022/425

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Sanayi Ticaret ve Pazarlama Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına 2012 yılında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 17 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya için gözetim belgesi ibrazı zorunluluğu bulunduğu halde ibraz edilmediğinden bahisle 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca karara bağlanan para cezasına vaki itirazların reddi yolundaki işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, olayda, davacı adına tescilli muhtelif tarih ve sayılı serbest dolaşıma giriş beyannameleri muhteviyatı eşyaların fatura kıymeti ile gözetim kıymet arasındaki fark tutarının yurt dışı gider olarak beyan edilmesi sonucunda ödenen ithalat vergilerinin mahkeme kararı uyarınca davacıya iade edilmesi nedeniyle gözetim belgesine tabi olan beyanname muhteviyatı eşyaların fatura kıymetinin gözetim kıymetin altında kaldığı ve gözetim belgesi ibraz edilemediğinden bahisle 4458 sayılı Kanun’un 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca ceza kararı alınmış ise de, söz konusu hükümde öngörülen, teslimden sonra kontrol sonucunda uygunsuzluğu tespit edilen ancak bulunamayan eşyaya ilişkin gümrüklenmiş değerin kamuya geçirilmesi cezasını gerektiren kabahat fiilinin somut olayda gerçekleşmediği, davacının eşyaya ait gözetim belgesinin bulunduğuna ilişkin beyanının bulunmadığı ve davalı idare tarafından da anılan maddede belirtilen kabahat fiillerini işlediği yolunda somut ve hukuken bağlayıcı tespit yapılmaksızın karara bağlanan ceza kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Gözetim belgesi ibraz etmeksizin eşyaların ithalini gerçekleştiren davacı adına ceza kesilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddinin gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38. maddesinin 1. fıkrasında, kimsenin işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacağı, kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemeyeceği öngörülmüş; aynı maddenin üçüncü fıkrasında da cezanın yasayla konulacağı belirtilmiştir.
Anayasa’nın sözü edilen maddesinde öngörülen ilkeye göre; suçun, işlendiği tarihte yürürlükte bulunan kanuna tabi olması esastır. Bu yüzden; maddi ve manevi unsurları itibarıyla gerçekleştiği tarihte suç sayılmayan bir eylemin, daha sonra yürürlüğe giren ve bu eylemi suç sayan kanunla cezalandırılması olanaklı bulunmadığı gibi; bir suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan yasa hükmü ile belirlenen cezasını ağırlaştıran sonraki yasa hükmünün de o suça uygulanması ve failinin daha ağır ceza ile cezalandırılması uygun değildir. Diğer taraftan, Anayasamızda, suçlar ve bu suçlara öngörülen cezalar için geçerli olan ilkelerin, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nda, kanunun, karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık olarak tanımlanan ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun muhtelif maddelerinde yer alan kabahatler ile bu kabahatlere ilişkin olarak getirilen mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımları ve para cezaları için de geçerli olduğu konusunda duraksamaya yer yoktur.
Uyuşmazlıkta, davacı adına 2012 yılında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 17 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya için gözetim belgesi ibrazı zorunluluğu bulunduğu halde ibraz edilmediğinden bahisle 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca eşyanın gümrüklenmiş değerinin kamuya geçirilmesine dair karar alınmış ise de, bahsi geçen hükmün değişik halinin, 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’un 12. maddesiyle, 11/04/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinin; cezalandırmaya konu fiillerin gerçekleştirildiği 2012 yılında, uygunluk veya yeterlilik belgesine tabi bir eşyanın tabi değilmiş veya belge alınmış gibi ithal edilmesi halini cezalandıran bir hükmün mevcut olmadığının; aksinin kabulünün “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesine aykırılık oluşturduğunun anlaşılması karşısında, dava konusu işlemin iptaline ilişkin mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden istinaf dairesi kararında bu nedenle sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
… Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 08/02/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 4. maddesi: “gümrük idareleri ile muhatap olan kişiler bu kanun ve kanuna dayanılarak çıkarılan tüzük. Kararneme ve yönetmk ve kararnemelerde yazılı hükümlere göre yapacağı gözetim ve kantrollere tabi olmak …….kanun tüzük kararname ve yönetmelik hükümlerine uymak gümrük idarelerinin gerek bu kanunda gerek diğer kanun tüzük kararname ve yönetmelik hükümlerinin zorunlu kıldığı her tür işlemleri yerine getirmekle sorumludurlar.” Kanunun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi: “İthali lisansa, şarta, izne, kısıntıya ve belli kuruluşların vereceği uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi olduğu halde uygunluk ve yeterlik belgesine tabi değilmiş veya belge alınmış gibi beyan edildiğinin tespit edilmesi halinde eşyanın gümrük vergilerinin yanı sıra eşyanın gümrüklenmiş değerinin 2 katı para cezası verilir” düzenlemelerini haizdir.
Temyize konu işlemin 6455 sayılı Kanunla değişik 235. maddenin 1. fıkrasının (c) bendinin yürürlüğe girdiği 11/04/2013 tarihinden önce tescil edilmiş beyannamelere isabet eden hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemi; beyanname tarihinde Gümrük Kanunu’nda cezai düzenlemeye dair hüküm bulunmadığı gerekçesi ile dairemizce onanmış olmakla,
İdari yaptırıma konu fiilin gerçekleştiği tescil tarihi itibari ile mevzuata baktığımızda, 31/03/2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun “Suçlar ve Kabahatler” başlıklı 3. maddesinin 11. fıkrasında dava konusu fiil kabahat olarak düzenlenmiş ve idari yaptırım olarak gümrüklenmiş değerin iki katı tutarında idari para cezası verileceği, 14. maddesinde ise mülkiyetin kamuya geçirileceği düzenlenmiştir.
Bilahare bu düzenleme 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun’la 4458 sayılı Kanun’da ve Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda yapılan değişiklik ile Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda yer alan kabahat fiili 4458 sayılı Kanun’a aktarılmıştır. 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 11. fıkrası 4458 sayılı Kanun’un 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine idari para cezası olarak, “Vergi Kaybına Neden Olan İşlemlere Uygulanacak Cezalar” başlıklı ikinci bölümde yerini almıştır.
Fiilin gerçekleştiği tarihten sonra fiil ile ilgili mevcut kanuni düzenlemenin görev ve yetkili idareyi değiştiren bir kanun hükmünün nasıl uygulanacağı sorununun aydınlatılması gerekli iken eşyaya tabi idari yaptırım kararının fiilin gerçekleştiği tarihte idarenin görevi ve yetkisinin bulunmaması sebebiyle “Kanunsuz Suç ve Ceza Olmaz” ilkesine aykırı olduğu gerekçesi ile iptali hukuka aykırı, yeterli hukuki araştırma yapılmadan verilmiş ve hukuka aykırı neticeye sebep olduğu anlaşılmıştır.
Gümrük Kanunu’nun 4. maddesi kapsamında sorumluluğu bulunan davacının yasal mevzuata uygun olarak düzenlenen ve resmi gazetede yayınlanan tebliğ ile ithali “gözetim belgesi”ne tabi olan eşyanın ithalinde, yurt dışı gider olarak matrah artırmak suretiyle belge almaksızın ithalini gerçekleştirdiğinin idarece tespit edildiği anlaşılmakla, Kanunun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde belirtildiği üzere belli kuruluşlar vereceği uygunluk belgesine ve kısıntıya tabi değilmiş gibi beyan ettiği açık olmakla,
Hukuka aykırı Kararın bozulması gerektiği oyu ile Dairemiz kararına katılmıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir