Danıştay 6. Daire, Esas No: 2021/9828, Karar No: 2021/14578

Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/9828 E. , 2021/14578 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/9828
Karar No : 2021/14578

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : … Mermer Madencilik İnşaat Taahhüt İnşaat Malzemeleri Mühendislik Akaryakıt Petrol Ürünleri Turizm İmalat İthalat İhracat Ticaret ve Sanayi A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- … 2- …
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Tokat İli, Zile İlçesi, … Köyü Mevkinde, … Mermer Madencilik İnş. Taah.İnş. Malz. Müh. Akr. Pet. Ür. Trz. İml. İth. İhr.Tic. ve San. A.Ş tarafından yapılması planlanan “… no’lu Mermer Ocağı” projesi’ne yönelik olarak Tokat Valiliği tarafından verilen … tarih ve E.… sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dava konusu projenin tarımsal ve hayvancılık faaliyetleri, sulama ve hayvancılık faaliyetlerinde kullanılan su kaynakları, atıksu yönetimi, toz, gürültü, taşkın-drenaj, sosyal etki, yerleşim yerlerine yakınlık-proje alternatifleri ve kümülatif etki değerlendirmeleri açısından Çevre Kanunu ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği kapsamında çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin, projenin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalarla alınacak önlemlerin ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olmadığı, bilirkişi raporunda ayrıntıları verilen birçok parametre açısından kümülatif çevresel etki değerlendirmeleri yapılmamış projenin bu hali ile işletilmesi durumunda fiziksel ve biyolojik çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribine, bozulmasına ve yok olmasına neden olacağı, çevreye olabilecek olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da zararın çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin, proje özelinde uygun ve yeterli olmadığı, proje alanında yürütülecek faaliyetin işletme kapasitesi, kullanılacak teknik donanım ve yöntem gözetildiğinde, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı belirtilerek, iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; dava konusu işlemin davacıların ikamet ettiği … Köyü’nde 09/04/2019 tarihinde ilan edildiği, öncelikle dava süresinde açılmadığından Mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerektiği, işin esasına ilişkin olarak ise tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, İdare Mahkemesi tarafından verilen kararın hukuka uygun olmadığı belirtilerek, bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ : Mahkeme kararının bozulması ve davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, davalı idarenin yürütmenin durdurulması talebinin incelenmesine gerek görülmeyerek, işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Tokat İli, Zile İlçesi, … Köyü Mevkinde, … Mermer Madencilik İnş. Taah.İnş. Malz. Müh. Akr. Pet. Ür. Trz. İml. İth. İhr.Tic. ve San. A.Ş tarafından yapılması planlanan “… no’lu Mermer Ocağı” projesi’ne yönelik olarak Tokat Valiliği tarafından verilen … tarih ve E.… sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının iptali istemiyle, bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın “Yargı Yolu” başlıklı 125. maddesinde; “… idari işlemlere karşı açılacak davalarda süre yazılı bildirim tarihinden başlar.” hükmü yer almış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Sürelerle İlgili Genel Esaslar” başlıklı 8. maddesinde; “… süreler tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar.” aynı Kanunun “Dava Açma Süresi” başlıklı 7. maddesinin ilk fıkrasında; “Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür” hükmüne yer verilmiş, İvedi yargılama usulü başlıklı 20/A maddesinin 2. fıkrasında ise, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu hüküm altına alınmıştır.

25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 17. maddesinin 2. fıkrasında; ”Bakanlık, on beş (15) iş günü içinde inceleme ve değerlendirmelerini tamamlar. Proje hakkkında “ÇED Gereklidir” veya “ÇED gerekli değildir” kararını beş (5) iş günü içinde verir, kararı Valiliğe, proje sahibine ve Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara bildirir. Valilik bu kararı askıda ilan ve internet aracılığıyla halka duyurur.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan hükümler uyarınca; idari davalarda dava açma süresinin başlangıç tarihi; idari işlemin tebliğ, yayın veya ilân tarihidir. Ancak yasada öngörülen bu durumların söz konusu olmadığı hallerde, davacının dava konusu işlemi öğrenme tarihinin iyiniyet kuralları çerçevesinde, olayın özelliği ve niteliği göz önünde tutulmak suretiyle yargı organınca belirleneceği kuşkusuzdur. İdari işlemin usulüne uygun tebliği ve bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenilmesi; ilgililerin dava açma haklarını kullanmalarını ve açılan davanın da gereği gibi yargı mercileri önüne getirilebilmesini doğrudan etkiler. Bu anlamda; bir idari işlemin iptali istemiyle açılan davada usul ve esas yönünden hukuki denetim yapılabilmesi; işlemin içeriğinin tebliğe veya duyuruya ilişkin olarak düzenlenen belgeden kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça anlaşılabilmesi halinde mümkündür.
Öte yandan; idari istikrar ve hukuki güvenlik ilkelerinin ihlali halinde, idareye güven ilkesi doğrultusunda alınan izinlere ve ruhsatlara dayanılarak yüksek maliyetlere katlanılmak suretiyle gerçekleştirilen yatırımlar nedeniyle maddi ve manevi zararların ortaya çıkabileceği, bu zararların tazmin edilebilmesi için adli ve idari davalar açılarak bozulan hukuk düzeninin yeniden oluşturulması yoluna gidileceği, bunun da hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayacağı açıktır. Anayasa Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere, idari işlemlerin belirli bir süre sınırlaması olmaksızın, süreklilik arz edecek şekilde veya makul olmayacak ölçüde uzun bir süre dava konusu edilebilme olasılığının bulunmasının, kamu hizmetlerinin işleyişini aksatacağı ve idarede bulunması gereken istikrarı bozacağı, dolayısıyla, hukuki güvenlik ve idari istikrarın sağlanabilmesi amacıyla dava açma sürelerinin, idarenin işlem ve eylemlerinin özelliklerine göre belli bir süre ile sınırlandırılabileceği tabiidir.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu işlemde proje alanı olarak Tokat İli, Zile İlçesi, … Köyü mevkiinin gösterildiği, davacıların da aynı köyde ikamet ettikleri, dava konusu “ÇED Gerekli Değildir” kararının 09/04/2019 – 19/04/2019 tarihleri arasında 10 gün süreyle … Köyü Muhtarlığınca ilan edildiği, davacılar tarafından söz konusu “ÇED Gerekli Değildir” kararından 29/01/2021 tarihinde haberdar olunduğu ileri sürülerek 15/02/2021 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren dilekçeyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda; dava konusu “ÇED Gerekli Değildir” kararının … Köyü Muhtarlığınca 09/04/2019 – 19/04/2019 tarihleri arasında 10 gün süreyle ilan edildiği, bu karara karşı dava açma süresinin son ilan tarihini izleyen 19/04/2019 tarihinden itibaren başlayacağı, bu tarihten itibaren 30 günlük dava açma süresinin son günü olan 19/05/2019 tarihinin resmi bayram ve hafta sonu tatiline denk gelmesi nedeniyle, en geç 20/05/2019 tarihi mesai saati bitimine kadar dava açılması gerekirken, bu tarih geçtikten sonra 15/02/2021 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğundan, dava konusu işlemin esasının incelenmesi suretiyle verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca DAVANIN SÜRE AŞIMI YÖNÜNDEN REDDİNE,
3. Davacılar tarafından yapılan … TL yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına, davalı idare tarafından yapılan … TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine, davalı yanında müdahil tarafından yapılan … TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalı yanında müdahile verilmesine, varsa artan posta avanslarının talep halinde ilgililerine iadesine,
4. Yürütmenin durdurulması talebi hakkında karar verilmediğinden … TL yürütmenin durdurulması harcının talep halinde davacılara iadesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine,
6. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 28/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir