Danıştay 10. Daire, Esas No: 2017/1284, Karar No: 2022/407

Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2017/1284 E. , 2022/407 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2017/1284
Karar No : 2022/407

DAVACI : …
DAVALILAR : 1- …
2- ….
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

DAVANIN_KONUSU : 21/01/2017 tarih ve 29955 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren bazı ovaların “büyük ova koruma alanı” olarak belirlenmesine ilişkin 12/12/2016 tarih ve 2016/9620 sayılı Bakanlar Kurulu kararının; davacının maliki olduğu Eskişehir ili, Tepebaşı ilçesi, … Mahallesi, … Mevkiinde bulunan, … ada, … parsel sayılı taşınmaz yönünden iptali istenilmektedir.

DAVACININ_İDDİALARI : Davacı tarafından; taşınmazının … onay tarihli, 1/25.000 ölçekli nazım imar plan kapsamına alındığı, taşınmazı ile aynı nitelikte olan çevredeki taşınmazların imara açıldığı ve konut alanı olarak kullanıldığı, bu nedenle taşınmazının büyük ova sınırına dahil edilmesinin mağduriyetine sebep olduğu, taşınmazında tarım ve hayvancılık yapılmasının çevresini olumsuz etkilediği, taşınmazının büyük ova kapsamına alınmasının imar planlarına ilişkin mevzuat hükümleriyle çeliştiği ileri sürülmektedir.

DAVALILARIN_SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından; usule ilişkin olarak, davanın süre aşımı yönünden incelenerek reddine karar verilmesi gerektiği, esasa ilişkin olarak, dava konusu Bakanlar Kurulu kararının 5403 sayılı Kanun’un 14. maddesi çerçevesinde, tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovaların korunması amacıyla tesis edildiği, uyuşmazlık konusu taşınmazın 23/12/2016 onay tarihli, 1/25.000 ölçekli nazım imar planı içerisinde kaldığı belirtilmekteyse de, bu plana itiraz ettikleri, itirazlarının yapılacak alt ölçekli plan çalışmalarında kendi kurumlarından görüşün ayrıca isteneceği belirtilerek reddedildiği, 3194 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde, tarım arazilerinin Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamayacağı hükmünün yer aldığı, dava konusu kararın bu hükme uygun olduğu, söz konusu bölgede yapılaşmanın hızla arttığı, bölgenin yapılaşma baskısı altında olmasının dava konusu kararın haklılığını teyit ettiği, dava konusu işlemin usul ve hukuka uygun olarak tesis edildiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; 21/01/2017 tarihli ve 29955 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve bazı ovaların büyük ova koruma alanı olarak belirlenmesine ilişkin bulunan 12/12/2016 tarihli 2016/9620 sayılı Bakanlar Kurulu kararının; Eskişehir ili, Tepebaşı ilçesi, … Mahallesi, …. mevkii, … ada, … parsel sayılı taşınmaz yönünden iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 44. maddesinde, Devletin, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak, geliştirmek ve erozyonla kaybedilmesini önlemek amacıyla gerekli tedbirleri alacağı hükme bağlanmakta; 45. maddesinde de, Devletin, tarım arazilerinin amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla tedbir alması öngörülmektedir.
Dava konusu düzenlemeye dayanak oluşturan 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun, “Tarımsal potansiyeli yüksek büyük ovaların belirlenmesi ve korunması” başlıklı 14. maddesinde ise, “Tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovalar; kurul veya kurulların görüşü alınarak, Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile büyük ova koruma alanı olarak belirlenir.
Büyük ovalardaki koruma ve geliştirme amaçlı tarımsal altyapı projeleri ve arazi kullanım plânları, kurul veya kurulların görüşleri dikkate alınarak, Bakanlık ve valilikler tarafından öncelikle hazırlanır veya hazırlattırılır.
Büyük ovalarda bulunan tarım arazileri hiçbir surette amacı dışında kullanılamaz. Ancak alternatif alan bulunmaması, kurul veya kurullarca uygun görüş bildirilmesi şartıyla;
a) Tarımsal amaçlı yapılar,
b) Bakanlık ve talebin ilgili olduğu Bakanlıkça ortaklaşa kamu yararı kararı alınmış faaliyetler, için tarım dışı kullanımlara Bakanlıkça izin verilebilir.
Büyük ova koruma alanlarının belirlenmesi ve korunmasına ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almıştır.
Dava konusu, 12/12/2016 tarih ve 2016/9620 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında; bazı ovaların büyük ova koruma alanı olarak belirlenmesine ilişkin ekli kararın yürürlüğe konulmasının; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 21/11/2016 tarihli ve 12636 sayılı yazısı üzerine 03/07/2005 tarihli ve 5403 sayılı Kanun’un 14. maddesine göre Bakanlar Kurulunca 12/12/2016 tarihinde kararlaştırıldığı ifade edilmiş, söz konusu Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 1.maddesinde ” (1) Tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erezyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği, ekli liste ile haritalarda adları ve sınırları gösterilen ovalar, büyükova koruma alanı olarak belirlenmiştir.
(2) Ovaların sınırları içerisinde yer alan onaylı planlı alanlar ile bu kararın yayımı tarihi itibarıyla ilgili mevzuatı uyarınca tarım dışı kullanma izni verilmiş olan alanlar, birinci fıkra kapsamı dışındadır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Tarım arazileri kısıtlı olan ülkemizin tarımsal üretim kapasitesi yüksek alanlarını korumak, geliştirmek ve Türkiye’nin bitkisel ürün ihtiyacını bugün ve gelecek için güvence altına almak amaçlarıyla toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovaların büyük ova koruma alanı olarak belirlendiği, davacının maliki olduğu Eskişehir ili, Tepebaşı ilçesi, … Mahallesi, … mevkii, … ada, … parsel sayılı taşınmazın da koruma alanında bulunduğu anlaşılmıştır.
… Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından sunulan … tarihli dilekçe ile ekli plan ve lejandlarının incelenmesinden, dava konusu Eskişehir ili, Tepebaşı ilçesi, … Mahallesi, … mevkii, … ada, … parsel sayılı taşınmazın … tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit edilen “Eskişehir İnönü Ovası” sınırları içerisinde, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında “Tarım alanında” ve 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planında ise “G Rumuzlu Tarım” alanında yer aldığı görülmüştür.
Davacı tarafından sunulan 02/04/2018 havale tarihli dilekçe ve eklerinin incelenmesinde ise; dava konusu taşınmazda halihazırda tarım yapıldığı ve sökülüp takılabilir nitelikte müştemilat bulunduğu, tarım dışı amaçla kullanım izni bulunmadığı anlaşılmıştır.
Eskişehir ili, Tepebaşı ilçesi, …. Mahallesi, … mevkii, … ada, … parsel sayılı taşınmazın mevcut vasfı ve durumu dikkate alındığında bazı ovaların büyük ova koruma alanı olarak belirlenmesine ilişkin … tarihli … sayılı Bakanlar Kurulu kararında söz konusu taşınmaz yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :

Davalı Bakanlık tarafından Eskişehir Valiliğine gönderilen 29/06/2016 tarih ve 4657 sayılı yazıyla Eskişehir ilinde bulunan ve sınırları belirlenen tarımsal üretim potansiyeli yüksek ovaların büyük ova kapsamına alınması için 5403 sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca Eskişehir İl Toprak Koruma Kurulunun uygun görüşü istenilmiş, Kurulun 22/07/2016 tarih ve 2016/05 sayılı kararıyla Eskişehir Alpu, Günyüzü Ayvalı ve İnönü Ovalarının büyük ova olarak belirlenmesine karar verilmiş, 21/01/2017 tarih ve 29955 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren bazı ovaların “büyük ova koruma alanı” olarak belirlenmesine ilişkin 12/12/2016 tarih ve 2016/9620 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Eskişehir ilinde bulunan Alpu, Günyüzü Ayvalı ve İnönü Ovaları, sınırları gösterilmek suretiyle büyük ova koruma alanı olarak belirlenmiştir.
Davacı tarafından, maliki olduğu Eskişehir ili, Tepebaşı ilçesi, … Mahallesi, … Mevkiinde bulunan, … ada, … parsel sayılı taşınmazın “Eskişehir İnönü Ovası” sınırları içerisinde kaldığından bahisle, anılan Bakanlar Kurulu kararının söz konusu taşınmazı yönünden iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.
Dairemizin 30/11/2017 tarihli ara kararına verilen cevapların incelenmesinden; davacının bahse konu taşınmazının Eskişehir İnönü Ovası sınırları içinde ve Eskişehir İnönü Arazi Toplulaştırması ve Tarla İçi Geliştirme Projesi kapsamında yer aldığı anlaşılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda altmış gün olduğu; 4. fıkrasında ise, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı hükme bağlanmıştır.
Dava konusu Bakanlar Kurulu kararının 21/01/2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandığı, bakılan davanın ise 16/03/2017 tarihinde altmış günlük dava açma süresinde açıldığı görüldüğünden, davalı idarelerin süreye ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.

ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
Anayasa’nın 44. maddesinin 1. fıkrasında, “Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır. Kanun, bu amaçla, değişik tarım bölgeleri ve çeşitlerine göre toprağın genişliğini tespit edebilir. Topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak sağlanması, üretimin düşürülmesi, ormanların küçülmesi ve diğer toprak ve yeraltı servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz.” hükmü; 45. maddesinin 1. fıkrasında, “Devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.” hükmü yer almaktadır.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 1. maddesinde, Kanunun amacı, toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlemek olarak ifade edilmiş; dava konusu işlemin yürürlüğe girdiği tarihteki haliyle “Tarımsal potansiyeli yüksek büyük ovaların belirlenmesi ve korunması” başlıklı 14. maddesinde, “Tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovalar; kurul veya kurulların (toprak koruma kurulu) görüşü alınarak, Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile büyük ova koruma alanı olarak belirlenir.
Büyük ovalardaki koruma ve geliştirme amaçlı tarımsal altyapı projeleri ve arazi kullanım plânları, kurul veya kurulların görüşleri dikkate alınarak, Bakanlık ve valilikler tarafından öncelikle hazırlanır veya hazırlattırılır.
Büyük ovalarda bulunan tarım arazileri hiçbir surette amacı dışında kullanılamaz. Ancak alternatif alan bulunmaması, kurul veya kurullarca uygun görüş bildirilmesi şartıyla;
a) Tarımsal amaçlı yapılar,
b) Bakanlık ve talebin ilgili olduğu Bakanlıkça ortaklaşa kamu yararı kararı alınmış faaliyetler, için tarım dışı kullanımlara Bakanlıkça izin verilebilir.
Büyük ova koruma alanlarının belirlenmesi ve korunmasına ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8. maddesinin 1. fıkrasının, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle (c) bendinde, “Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen Anayasa ve Kanun hükümleri uyarınca, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek, erozyonla kaybedilmesini önlemek amacıyla gerekli tedbirleri almak ve tarım arazilerinin amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek Devletin görevi olup; tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovalar, anayasal görevin gereği olarak, verimliliklerini yitirmeden tarımsal amaç doğrultusunda kullanılmalarını teminen büyük ova koruma alanı olarak belirlenmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; uyuşmazlık konusu taşınmazın “tarım arazisi” niteliğinde olduğu, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında tarım alanında yer aldığı, 23/12/2016 onay tarihli 1/25.000 ölçekli nazım imar planında da G rumuzlu tarım alanı olarak belirlendiği, dava konusu Bakanlar Kurulu kararının eki listede yer alan “Eskişehir İnönü Ovası” sınırları içerisinde kaldığı ve taşınmazın bulunduğu bölgenin yapılaşma baskısı altında olduğu görülmektedir.
Bu durumda, tarımsal potansiyeli yüksek olan ve ülke ile bölge tarımı bakımından önem arz eden, ancak çevredeki yapılaşma baskısı nedeniyle amaç dışı kullanım ile nitelik yitirme ve/veya bozulma riski taşıyan uyuşmazlığa konu bölgedeki tarım arazisinin korunması amacıyla yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine uygun olarak Eskişehir Toprak Koruma Kurulu’nun uygun görüşü ve davalı Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca büyük ova koruma alanı olarak belirlenmesine ilişkin tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve kamu yararına aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacı tarafından, taşınmazı ile aynı nitelikte olan çevredeki taşınmazların imara açıldığı ve konut alanı olarak kullanıldığı ileri sürülmüş ise de, bir kısım taşınmazın etrafında yapılaşma olması diğer taşınmazların da büyük ova koruma alanından çıkarılmasını gerektirmemekte, esasen dava konusu işlem söz konusu yapılaşmanın diğer taşınmazlara da sirayet ederek tarım arazisi niteliklerini yitirmemesi amacıyla tesis edilmektedir. Bu itibarla, davacının söz konusu iddiası yerinde görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …. TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 07/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir