Danıştay 13. Daire, Esas No: 2017/2261, Karar No: 2022/835

Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2017/2261 E. , 2022/835 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/2261
Karar No:2022/835

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Turizm Nakliye Otomotiv Gıda Dayanıklı Tüketim Maddeleri Kuyumculuk İthalat İhracat ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bayilik lisansı kapsamında faaliyet gösteren davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 30/12/2013 tarihinde yapılan denetimde dağıtıcı haricinde akaryakıt ikmali yapıldığının tespit edildiği belirtilerek 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 8. maddesinin 1. fıkrası ile 2. fıkrasının (a) bendinin ihlâl edildiğinden bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendi ile aynı fıkranın (d) bendi uyarınca 170.000,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin davalı idarenin … tarih ve … sayılı yazısı ile bildirilen … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … gün ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirkete ait istasyonda yapılan denetim sırasında ele geçirilen akaryakıtın davacı şirkete ait … plakalı tankerde yer aldığının ihtilafsız olduğu, 5015 sayılı Kanun’un 14. maddesinin verdiği yetki çerçevesinde yapılan denetim sonucunda davacı şirketin bayisi olduğu dağıtıcı haricinde başka bir yerden akaryakıt tedarik ettiği sonucuna ulaşıldığından, davacı şirkete idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; dava konusu işlemin dayanağı olan 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin ”Aşağıdaki hâllerde sorumlulara sekiz yüz elli bin Türk Lirası idari para cezası verilir” bölümünün, bendin (3) numaralı alt bendindeki “8. maddenin ihlâli” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğu kanaatiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulduğu, Anayasa Mahkemesi’nin 03/05/2016 tarih ve 29701 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararıyla; iptali istenilen maddenin, 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasa’nın 2. maddesine aykırı bulunarak iptaline ve iptal hükmünün de kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verildiği, Anayasa Mahkemesi’nce bir kanunun tümünün ya da belirli hükümlerinin Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği hâlde, eldeki davaların Anayasaya aykırılığı saptanmış olan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasanın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülemeyeceği, Anayasa Mahkemesi’nin, iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi ileriye dönük olarak ertelemiş olmasının öncelikle yasama organına aynı konuda, iptal kararının gerekçesine uygun olarak, yeni bir düzenleme yapması için olanak tanımak ve ortada hukuki boşluk yaratmamak amacına yönelik olduğu, yargı mercilerinin bakmakta oldukları uyuşmazlıklarda hukuka ve Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş kuralları uygulaması ve uyuşmazlıkları bu kurallara göre çözümlemesi sonucunu doğurmayacağı, Anayasa’nın 153. maddesine göre, yasama, yürütme ve yargı organları için bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kararının, bu karardan önce açılmış bulunan ve henüz sonuçlanmamış olan tüm davalara uygulanması gerektiği, Anayasa Mahkemesi’nce verilen iptal kararının 03/02/2017 tarihinde yürürlüğe girdiği, bu durumda, davacıya verilen idari para cezasının yasal dayanağının Anayasaya ve hukuka aykırı olduğu Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararı ile ortaya konulduğundan, yasal dayanağı kalmayan dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi’nce verilen kararın kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, harçtan muaf olduğundan aleyhine harca hükmedilemeyeceği, dava konusu işlemin Anayasa Mahkemesinin iptal kararından önce yürürlükte bulunan mevzuata uygun şekilde tesis edildiği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının geriye yürütülemeyeceği, işlemden sonraki tarihli iptal kararının geriye yürütülerek işlemin iptal edilmesinin Anayasaya aykırılık oluşturacağı, işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile olan Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
… tarih ve … numaralı bayilik lisansı kapsamında “… Yolu Üzeri …Köyü …/…” adresinde faaliyet gösteren davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda 30/12/2013 tarihinde yapılan denetim sırasında, istasyon sahası içerisinde bulunan … plakalı tankerde ele geçirilen akaryakıta ait belgelerin (faturanın) olmadığı tespit edilmiştir.
Anılan tespit doğrultusunda … tarih ve … sayılı Kurul kararı kapsamında davacı hakkında yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen … tarih ve … sayılı soruşturma raporunda, … plakalı tankerde ele geçirilen akaryakıta ait belgelerin (faturanın) olmaması nedeniyle davacının dağıtıcı haricinde akaryakıt ikmali yaptığı kanaatine varılmış; davacının raporda yer alan tespitlere yönelik yapmış olduğu savunması yeterli görülmeyerek, dava konusu Kurul kararı ile dağıtıcısı haricinde akaryakıt ikmal etmesi nedeniyle 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasını ve 2. fıkrasının (a) bendini ihlâl ettiğinden bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendi ile aynı fıkranın (d) bendi uyarınca 170.000,00-TL idarî para cezası uygulanması üzerine söz konusu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 8. maddesinin birinci fıkrasında, bayi lisanslarına ilişkin düzenlemelerin (teknik, güvenlik, kapasite, çevre vb.) Kurum tarafından yapılacağı, bayilerin, dağıtıcıları ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik faaliyetlerini yürütecekleri; aynı maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde, bayilerin lisanslarının devamı süresince, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapmama ile yükümlü olduğu; dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendinde, 8. maddenin ihlâli hâlinde, sorumlulara sekizyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verileceği; aynı fıkranın (d) bendinde de, bayiler için (c) bendinde yer alan cezanın beşte birinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyize konu kararda bahsi geçen dava konusu para cezasının uygulanmasına dayanak alınan Kanun maddesinin 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi yönünden iptal edilmesine ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı gerekçe gösterilerek işlemin iptaline hükmedilmişse de, davacı hakkında dağıtıcısı haricinde akaryakıt ikmal etmesi şeklinde isnat olunan fiil nedeniyle 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının ve 2. fıkrasının (a) bendinin ihlâl edildiği gerekçesiyle idari para cezası uygulandığından, dava konusu işlemin anılan Kanun maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi açısından Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı gerekçe gösterilerek iptaline karar verilmesinde hukuken isabetsizlik bulunmamakla birlikte, dava konusu işleme dayanak alınan aynı Kanun maddesinin 8. maddesinin 1. fıkrası yönünden de işlemin hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesi suretiyle uyuşmazlığın karara bağlanması gerekmektedir.
Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasında, bayi lisanslarına ilişkin düzenlemelerin (teknik, güvenlik, kapasite, çevre vb.) Kurum tarafından yapılacağı, bayilerin dağıtıcıları ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik faaliyetlerini yürütecekleri belirtilmiş; Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilen ikinci fıkrasının (a) bendinde ise, bayilerin lisanslarının devamı süresince bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması ile yükümlü oldukları kurala bağlanmıştır.
Bir fiilin işlenmesi sonucunda ilgililere ceza uygulanabilmesi için söz konusu fiilin kanunda açıkça kabahat veya suç olarak tanımlanması, somut olarak tarif edilen fiilin de kanunda belirtilen soyut karşılığına uygun olması yani tipiklik şartını sağlaması gerekmektedir. İsnat olunan fiil kanunda belirtilen kuralın kapsamında değilse yani tipiklik unsurunu taşımıyorsa, söz konusu kuralın ihlâli dolayısıyla ceza uygulanması mümkün olmayacaktır.
Bu kapsamda uyuşmazlık değerlendirildiğinde, davacının faaliyetini dağıtıcısı ile yapmış olduğu bayilik sözleşmesi kapsamında yürüttüğü; Kurul kararı ile davacıya isnat edilen fiilin ise, dağıtıcısı haricinde akaryakıt ikmal edilmesi olarak tanımlandığı göz önüne alındığında, davacı hakkında isnat olunan fiil ile idari para cezası verilmesine dayanak olarak alınan Kanundaki kural örtüşmediğinden, davacıya 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasına dayanılarak idari para cezası verilemeyeceğinden, dava konusu idari para cezasının anılan fıkra açısından da hukuka uygunluk taşımadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, dava konusu işlemde hukuka uygunluk, dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
4. Davalı idare harçtan muaf olduğundan temyiz aşamasında yatırılan toplam …-TL harcın istemi hâlinde davalıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu gerekçeli onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 03/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir