Danıştay 3. Daire, Esas No: 2020/1639, Karar No: 2022/837

Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2020/1639 E. , 2022/837 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1639
Karar No : 2022/837

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … Demir Çelik İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketinden alınamayan 2010, 2013 ila 2015 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emri içeriği asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrine konu kamu alacağının vadesinde ödenmemesi üzerine şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasında saptanan araçlara haciz uygulandığı ancak sözü edilen araçların üzerinde 2.080.000 TL’lik borç nedeniyle İş Bankası lehine birinci sırada rehin bulunduğu dikkate alındığında asıl borçlu şirket adına kesinleşen ve vadesinde ödenmeyen 20.496.016,60-TL kamu alacağının şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Asıl borçlu şirket hakkında tapu sicil müdürlükleri, trafik sicil müdürlüğü ve dava konusu ödeme emrinin tebliğinden sonra üçüncü şahıslar nezdinde mal varlığı araştırması yapılmış ise de davalı idarece banka genel müdürlükleri, PTT Genel Müdürlüğü ve diğer kamu kurum ve kuruluşları nezdinde mal varlığı araştırması yapıldığına dair bilgi ve belgelerin dosyaya sunulmadığı dikkate alındığında, asıl borçlu şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasının yeterli olmadığı sonucuna varıldığından şirket hakkındaki takip yolları tamamlanıp borcun şirketten tahsilinin olanaksız hale geldiği ortaya konulmaksızın davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek Vergi Mahkemesi kararı kaldırıldıktan sonra dava konusu ödeme emri iptal edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl borçlu şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasında saptanan araçların üzerinde rehin bulunduğu, başkaca bir mal varlığının tespit edilemediği, yargı kararları üzerine düzenlenen (2) no’lu ihbarnameler içeriği kamu alacaklarının asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından söz konusu kamu alacaklarının tahsili için davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Demir Çelik İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketine ait muhtelif yıllara ait muhtelif vergilerin tahsili amacıyla şirket adına takibe geçildiği, şirket hakkında gayrimenkul ve motorlu araçlar yönünden mal varlığı araştırması yapıldığı, mal varlığı araştırmasında saptanan dört adet araca haciz uygulandığı, ancak şirkete ait olup haczedilen araçların üçünün üzerinde davalı idareden önce … Bankası lehine rehin bulunduğu, başkaca mal varlığına da rastlanmadığı, öte yandan şirket yetkilisi ile vergi dairesi müdür yardımcısı tarafından imza altına alınıp dosyaya sunulan 22/09/2017 tarihli görüşme tutanağında, şirket yetkilisince, şirket adına bankalar nezdinde e haciz uygulandığında borçların ödenemeyeceğinin belirtildiği ve e-haciz tatbik edilmemesi için matrah artırımında bulunulduğunun ifade edildiği, bunun üzerine adı geçen şirketten tahsil edilemeyen kamu alacağının tahsili için dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcilerince yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı; aynı Kanunun 62. maddesinde ise, borçlunun mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde, tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kanuni temsilcilerin, şirket borcundan dolayı takip edilebilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak asıl borçlu şirket hakkında kesinleşmiş bir vergi borcunun bulunması ve usulüne uygun tüm takip yollarının tüketilmesine karşın, borcun tüzel kişiliğin (şirketin) varlığından tamamen veya kısmen alınamadığının açıkça ortaya konulması icap eder.
Vergi Dava Dairesince, şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasının yeterli olmadığından bahisle şirket hakkında tüm takip yollarının tüketildiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu ödeme emri iptal edilmiş ise de uyuşmazlık konusu ödeme emrinin toplam 20.496.135,10 TL tutarında kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlendiği olayda, 09/02/2018 tarihi itibarıyla 43.237.543,52 TL vergi borcu bulunan şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasında saptanan dört araçtan, üçünün üzerinde 2.080.000 TL’lik borç nedeniyle … Bankası lehine rehin bulunduğu, diğer araç satılsa dahi bedelinin borcu karşılamayacağı açık olduğundan ve şirket hakkında bankalar nezdinde şirket yetkilisinin talebi doğrultusunda e haciz uygulanmadığından davacının asıl borçlu şirket borçları nedeniyle kanuni temsilci sıfatıyla takibi için gereken koşulların oluştuğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davacının ödeme emri içeriği kamu alacaklarından kanuni temsilci sıfatıyla sorumluluğu değerlendirilmek suretiyle ulaşılacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere yazılı gerekçeyle ödeme emrini iptal eden Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA, 01/03/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir