Hâkim ve Cumhuriyet Savcılarının Meslek Öncesi ve Meslek İçi Eğitim Çalıştayı gerçekleştirildi

Adalet Bakanlığı ve Türkiye Adalet Akademisi işbirliği ile düzenlenen “Hâkim ve Cumhuriyet savcılarının Meslek Öncesi ve Meslek İçi Eğitim Çalıştayı” 10-12 Mart 2016 tarihlerinde İzmir ili Çeşme ilçesinde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanı sıra Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek, İzmir Valisi Mustafa Toprak, HSYK ve yüksek mahkemelerin başkan ve üyeleri, Adalet Bakanlığı ve Türkiye Adalet Akademisi’nin birim amirleri ile çeşitli üniversitelerin rektör ve dekanlarının katılımlarıyla gerçekleştirildi.

Çalıştay, Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Doç.Dr.Demet Özerbaş’ın çalıştay programı ve metodu hakkındaki bilgilendirme sunumu ve İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Doğru’nun “hoşgeldiniz konuşması” ile başladı.

Toplantı, Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanı İbrahim Şahin ve Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Alpaslan Azapağası’nın konuşmaları ile devam etti.

Başkan Alpaslan Azapağası konuşmasında; Hukuk eğitiminin; fakülte, adaylık dönemi ve meslek içi eğitimi kapsayan ve her biri ayrı ayrı öneme ve değere sahip parçaların bütününden ibaret olduğunu, hâkim ve Cumhuriyet savcılarının, değişen ve gelişen yapısıyla hukuktan ve toplumdan kopmamaları için sürekli bir yenilenme içinde olmaları gerektiğini, bu açıdan eğitimin sadece hâkim ve savcılar açısından mesleğe kabul edilene kadar yapılan bir hazırlık faaliyeti değil, tüm meslek hayatları boyunca devam eden bir süreç olması gerektiğini,

Bu sebeple Bakanlığımızın temel politika belgeleri olan Yargı Reformu Stratejisi ve Stratejik Planda ‘Hukuk Eğitimi ile Meslek Öncesi ve Meslek İçi Eğitimin Geliştirilmesi’ne ayrı bir önem verildiğini, Türkiye Adalet Akademisinin kapasitesinin artırılması ve yargı mensuplarının yabancı dil ile mesleki yetkinliklerinin çoğaltılması için çalışmalar sürdürüldüğünü,

İyi derecede yabancı dil bilen mukayeseli hukuk uygulamaları ve güncel hukuki gelişmeleri yakından takip edebilen yargı mensuplarının adalet hizmetlerine sağlayacağı katkının şüphesiz büyük olacağını,

Ülkemizde meslek içi eğitimin düzenli ve sistemli hale getirilmesi ve periyodik bir takvime bağlanması gerektiğini,

Çalıştayda bu hususların tümünün ele alınmasını ve yeni fikirler üretilmesinin amaçlandığını,

Çalıştayın bundan sonra yapılacak çalışmalara ışık tutacağını, yol göstereceğini, çalıştay çıktılarının hem hâkim ve savcı aday eğitimine, hem de meslek içi eğitime faydalı olacağını beyan etti.

Çalıştayın açılış günü konuşmalarını yapan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ konuşmasında özetle;

Adaletin, insanların ve bütün toplumların güvendiği, değer verdiği, uğruna mücadele ettiği ve her şeyi göze aldığı değerlerin en yücelerinden bir tanesi olduğunu, esasın da yaradılışın anayasasının adalet olduğunu, yerin ve göklerin düzeni ile bütün varlıkların yaratılış ve yaşamının adaletle kaim olduğunu, aynı zamanda mülkün temelini oluşturduğunu,

Devletlerin insanların ve toplumların ancak adaletin olduğu yerde güçlü olacağını, kendilerini güvende hissedeceğini, adaletin olmadığı yerde ise bunları bulma imkanının olmadığını,

Adaleti her daim ayakta tutmanın hepimizin görevi olduğunu, ihtilafın hakkaniyet üzere çözümünün bağımsız ve tarafsız yargıyı gerektirdiğini, insanların “işte adalet yerini buldu” diyebileceği bir yargıya ihtiyacı bulunduğunu, adaleti sağlamanın bağımsız ve tarafsız hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile mümkün olabileceğini,

Hâkim ve Cumhuriyet savcılarının vicdani kanaatlerine göre hareket etmesi gerektiğini, esasında vicdanın Anayasa, yasa ve hukukla bağlı bulunduğunu, eğer vicdanın belirtilen değerlerle bağlı olmaması halinde çok çeşitli saiklerle esen rüzgarlarla savrulan vicdan sahibinden adaletin beklenemeyeceğini,

Hâkimlerin ve Cumhuriyet savcılarının bağımsızlığı ve tarafsızlığı üzerinde hassasiyetle durulması gerektiğini,

Yargının siyasallaşmasının yargı mensupları için büyük bir tehdit oluşturduğunu, yargının siyasallaşmasına karşı tüm yargı mensuplarının siyasetin dışında dik durması gerektiğini,

Zaman zaman ortaya çıkan yanlışlık ve aksaklıkların tüm yargı mensuplarının tamamına teşmil edilemeyeceğini,

Yargıya güven konusunda ilgililerin üzerinde önemli sorumluluklar bulunduğunu, bu sorumluluklardan birisinin yargı mensuplarının meslek öncesi ve meslek içi eğitimlerin doğru, etkin ve verimli olacak şekilde bir sistem meydana getirmek olduğunu, Türkiye Adalet Akademisinin kurulmasının bu konuda hükümet tarafından atılmış çok önemli bir adım olduğunu,

Bangolar Yargı Etiği İlkelerinde hâkimin bağımsızlık, tarafsızlık, doğruluk, tutarlılık, eşitlik ve liyakat ilkelerine göre hareket etmesinin belirtildiğini,

Bundan çok daha önce var olan Mecelle’ye göre hâkim; hakim, fehim, müstakim, emin, metin ve mekin olması gerektiğini, bu vasıflara sahip yargı mensuplarını yetiştirmek devletin ve hükümetin adalet politikalarının temel hedefini oluşturduğunu, milletin beklentisinin de devletin bu hedefini sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmesini beklemek olduğunu,

Ortaöğretimde “Hukuk ve Adalet” dersine yer verilmesinin hukuk fakültesini tercih edecek öğrencileri teşvik etmesi nedeniyle önemli olduğunu,

Bugün itibariyle 80 in üzerinde hukuk fakültesi bulunduğunu ve buralardan mezun olanların en büyük talibinin Adalet Bakanlığı olduğunu, bu nedenle eğitimle ilgili görüşlerimizi ilgili üniversitelerle paylaşmakta büyük yarar bulunduğunu, bu kapsamda YÖK ile hukuk fakültesi dekanlarıyla bir toplantı gerçekleştirildiğini, oluşturulan komisyonun çalışmalarına devam ettiğini,

Yargı mensuplarının hiç bir kişi yada kurumun elinde bulunmayan yetkilere sahip bulunduğunu, takdir hakkının çok geniş kapsamlı olduğunu, kanunların doğru anlaşılıp, doğru yorumlanması gerektiğini, bu nedenle müfredatta yer alan Hukuk Felsefesi dersinin önemli bir işleve sahip olduğunu, buna rağmen Hukuk Felsefesi dersine yeterince değer verilmediğini, seçmeli ders olarak okutulduğunu, hukukçuların bu derse çok ihtiyacı bulunduğunu,

Ayrıca “Hukuk Türkçesi” nin büyük bir ihtiyaç olduğunu, çok ciddiyetle bu husus üzerinde durulması gerektiğini, sadece imla kurallarını öğrenen bir yapıda değil, hukuksal kavramlarını ifade eden ve bu doğru anlatan bir Türkçe’ye ihtiyaç bulunduğunu beyan etmiştir.

Ayrıca Bakan Bozdağ konuşmasında Anayasa Mahkemesinin Dündar ve Gül hakkında verdiği gerekçeli kararı da ayrıntılarıyla değerlendirmiştir.

Adalet Bakanı Bozdağ’ın konuşmasının ardından daha önce isimleri belirlenen 12 grup adli yargı hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile 4 grup idari yargı hâkimlerinden oluşan toplam 16 çalışma grubu oluşturulmuştur. Gruplar yaklaşık bütün illerden temsilci sağlayacak şekilde, 10 yılını doldurmamış, 10 yılını doldurmuş, 20 yılını doldurmuş, 30 yılını doldurmuş adli yargı hâkim ve Cumhuriyet savcılarından; Bölge İdare Mahkemesi, İdare Mahkemesi, Vergi Mahkemesi Hâkimlerinden ve her grupta Yargıtay Üyesi, Yargıtay Savcısı, Yargıtay Tetkik Hâkimi, HSYK Tetkik Hâkimi ile hâkim ve savcı adaylarından oluşacak şekilde düzenlenmiştir.

Gruplar, çalıştayın ilk günü öğleden sonraki oturumda hâkim ve Cumhuriyet savcısı aday eğitimi ve meslek içi eğitimin sorunlarını tespit etmişlerdir.

Çalıştayın ikinci günü sabah oturumunda gruplar hâkim ve Cumhuriyet savcısı aday eğitimi ve meslek içi eğitimin sorunlarının çözümüne yönelik öneriler sunmuşlardır. Öğleden sonraki oturumda ise 16 grup kendi aralarında birleşerek konu başlıklarına göre 4 grup olacak şekilde teşekkül etmişlerdir. 4 grup kendi konu başlıklarını ilgilendiren sorun ve çözüm önerilerini değerlendirerek raporlandırmışlardır.

Çalıştayın son günü Yargıtay Birinci Başkan Vekili ve Daire Başkanlarından oluşan grup sözcüleri katılımcılara grup raporlarını sunmuşlardır.

Çalıştay Strateji Geliştirme Başkanı Alpaslan Azapağası ve Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Yılmaz Akçil tarafından yapılan kapanış konuşmalarının ardından sona erdi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.