Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2020/1103, Karar No: 2022/33

DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/1103 E. , 2022/33 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1103
Karar No : 2022/33

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı – …
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
(Eski Unvanı: … Enerji Endüstriyel Tesisler ve İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, dar mükellef kurumdan almış olduğu hizmet karşılığı ödediği tutar üzerinden hesaplanacak katma değer vergisini Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 9. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca sorumlu sıfatıyla 2 No.lu katma değer vergisi beyannamesi ile beyan ederek ödemesi gerekirken beyanname vermediğinden bahisle re’sen tarh edilen 2012 yılının Mayıs ve Haziran dönemlerine ait katma değer vergileri ile vergilerin bir katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu, ikinci fıkrasında ticari, sınai, zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 6. maddesinde, işlemlerin Türkiye’de yapılmasından, malların teslim anında Türkiye’de bulunmasının, hizmetin Türkiye’de yapılmasının veya hizmetten Türkiye’de faydalanılmasının anlaşılması gerektiği ifade edilmiştir. Anılan Kanun’un 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği öngörülmüştür.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 9. maddesinin (1) numaralı fıkrası ve 29. maddesinin (4) numaralı fıkrası ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 120. maddesinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiler çerçevesinde, katma değer vergisi tevkifat uygulamasına ve bu uygulamadan doğan iade taleplerinin yerine getirilmesine ilişkin usul ve esasların düzenlendiği 117 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin 1.1. maddesinde, katma değer vergisi tevkifatı uygulaması, teslim veya hizmet bedeli üzerinden hesaplanan verginin, teslim veya hizmeti yapanlar tarafından değil bu işlemlere muhatap olanlar tarafından kısmen veya tamamen vergi sorumlusu sıfatıyla beyan edilip ödenmesi olarak tanımlanmıştır.
Bahse konu Tebliğ’in 1.2.1. maddesinde, tevkifatın, genel bütçeli idareler hariç, tevkifata tabi işlemin yapıldığı dönemde vergi sorumlularına ait 2 No.lu katma değer vergisi beyannamesi ile beyan edileceği düzenlenmiştir.
Aynı Tebliğ’in 1.3. maddesinde, tevkifat uygulayan alıcının katma değer vergisi mükellefiyetinin bulunması ve tevkifat uyguladığı teslim veya hizmeti indirim hakkı tanınan işlemlerde kullanacak olması halinde, sorumlu sıfatıyla beyan edilen tutarın, beyanın yapıldığı ay içinde verilmesi gereken 1 No.lu katma değer vergisi beyannamesinde indirim konusu yapılabileceği ve bu indirimin dayanağının 2 No.lu katma değer vergisi beyannamesi olacağı belirtilmiştir.
Anılan Tebliğ’in 2.2.2. maddesinde ise, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde belirtilen kişi, kurum ve kuruluşların, aynı Kanun’un 18. maddesi kapsamına giren kişilere yapacakları ödemeler ile ilgili olarak gelir vergisi stopaj tutarı dâhil işlem bedeli üzerinden katma değer vergisi hesaplayıp sorumlu sıfatıyla beyan edip ödeyecekleri kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı adına, merkezi Almanya’da bulunan şirketten temin ettiği danışmanlık hizmeti karşılığında yaptığı ödemeler üzerinden katma değer vergisi hesaplayıp sorumlu sıfatıyla 2 No.lu katma değer vergisi beyannamesi ile beyan ederek ödemesi gerekirken beyanname vermediğinden bahisle dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarının yapıldığı ve tarhiyat yapılırken 1 No.lu katma değer vergisi beyannamelerinin değerlendirilmediği anlaşılmaktadır.
Olayda, davacının merkezi yurt dışında bulunan kuruma yapmış olduğu ödemelerden sorumlu sıfatıyla tevkifat yaparak 2 No.lu katma değer vergisi beyannamesi ile beyan edip ödemesi gerekirken anılan vergisel yükümlülüğünü yerine getirmediği ihtilafsız olmakla birlikte, yukarıda yer verilen mevzuat uyarınca, 2 No.lu katma değer vergisi beyannamesi ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenen verginin 1 No.lu katma değer vergisi beyannamesinde indirim konusu yapılacağı açıktır.
Bu durumda, davacının sorumlu sıfatıyla ödenecek katma değer vergisi ile 1 No.lu katma değer vergisi beyanları birlikte değerlendirildiğinde herhangi bir vergi kaybı ortaya çıkmadığı görüldüğünden, davalı idarece, yalnızca 2 No.lu katma değer vergisi beyannamesinin verilmediğinden bahisle yapılan dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Mahkeme bu gerekçeyle vergileri ve cezaları kaldırmıştır.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 28/03/2019 tarih ve E:2016/181, K:2019/2380 sayılı kararı:
Davacı şirket tarafından hesaplanan katma değer vergisinin 1 No.lu katma değer vergisi beyannamesinde indirim konusu yapılabilmesi için, 2 No.lu katma değer vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi ve ödenmesi gerektiği açıktır.
Mahkemece, sonraki aşama değerlendirilerek vergi kaybı oluşmayacağı gerekçesiyle davanın kabulü yolunda karar verilmiş ise de ödenecek vergi çıkmaması davacı şirketin sorumluluğunu kaldırmayacaktır.
Bu nedenle Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuş; davacının karar düzeltme istemini reddetmiştir.
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Uyuşmazlık konusu vergi ve cezalarda hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘IN DÜŞÜNCESİ: Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay Dördüncü Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2-… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3-Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X – KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.